Kerim TOKSÖZ'ÜN YAZISI: Her zaman kendi kendime düşünüyorum ama bir türlü yanıtını bulamadım. Biz neden kendi kendimize bile muhalefetiz diye. Kendimiz bile bazen kendi düşüncelerimizle çelişiyor ve ters düşebiliyoruz. Bu insanın doğasında mı var yoksa biz Akdenizli olduğumuzdan mı kaynaklanıyor. Bu kendi kendine muhalefetlik görevini yapan insanların bulunduğu yerlerde genelde Akdeniz, Marmara ve Ege'de deniz bulunan sahillerdeki şehirlerden başka kentler değil. Ben Alanya ölçeğinde irdelemek istiyorum konuyu. Bugün Ankara'yı AK Parti yönetiyor. Antalya'yı da AK Parti yönetiyor ama Alanya'yı ise MHP yönetiyor. Sadece 16 yıllık AK Parti iktidarında değil her zaman Alanyalı yerel yönetim seçimlerinde Ankara'ya karşı muhalefet olmuş ve oluyor da. 16 yıllık AK Parti iktidarında bile üç yerel seçimde bile AK Partili bir ismi seçmek yerine muhalefetteki bir partiden belediye başkanı seçip, iş başına getirdik. Her üç seçimde de muhalefet partisinden bir ismi belediye başkanı seçtik ama pişmanlık duyduk. Çünkü 16 yılda Türkiye'yi AK Parti yönetti ama Alanya'yı da muhalefet partisinin belediye başkanı yönetti. Bu 16 yılda kaldırım parası ödedik, içme suyu şebeke hattı ücretini ödedik ama aklımızı başımıza alıp, bir iktidar partisinden ismi Belediye Başkanı seçmedik. Ankara'da merkezi hükümete muhalefet etme cezasını hizmetlere verdiğimiz paralarla ödedik ama bir türlü muhalefet yapmayı da aklımızdan çıkarmadık, çıkarmıyoruz da. Anadolu'nun bir kırsalındaki beldesinde yaşayan insanlar bile Ankara'da merkezi hükümet hangi partiyse, kendi yaşadıkları yerde de o partinin gösterdiği adaya oy verdiler ama biz onların yaptığını yapamadık. Kendi kendime düşünmüyor da değilim. Acaba o Anadolu'daki küçücük beldede yaşayan insanlar mı geri hata yapıyor, Ankara ile yaşadıkları beldedeyi yöneten ismi aynı partiden seçiyorlar, yoksa biz mi hata yapıyoruz? Bugün Anadolu'da Ankara'daki merkezi hükümeti yöneten siyasi parti ile kendi yaşadıkları yeri yöneten ismi de aynı partiden seçiyorlar. Bu sayede de doğalgazdan, arıtmaya, sudan, hızlı trene kadar bir çok hizmeti de bu sayede alıyorlar ama biz muhalefetlik görevini yaparak, aslında hem kendimizi, hem de yaşadığımız yerin hizmet almasını engelliyor olmuyor muyuz? Birisi çıkıp, 'Alanya'yı yöneten Belediye Başkanı, AK Parti'den olmayınca AK Parti Alanya'yı cezalandırmış olmuyor mu?' diyenler olabilir. Evet çok haklısınız ama bir annenin yanında öz evladı ile üvey evladı bir olur mu? Elbette bir anne öz evladına gözü gibi bakar ama üvey evladına ise birazcık yan gözle bakar. Elbette ikisine de bakar ama birisi daha değerlidir, birisinin ise biraz kıymeti daha azdır. Bu nedenle Ankara ile Alanya'yı aynı siyasi parti yönetse Ankara'dan ona göre hizmet gelir, iki ayrı parti yönetirse de ona göre hizmetler gelir. Alanya, merkezi hükümetten herşeye rağmen çok iyi hizmet alıyor. Eğer Alanya'nın evladı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milletvekili Sena Nur Çelik olmasaydı bugün Alanya, Ankara'dan hiç bir hizmet alamazdı. İyiki Ankara'da iki evladımız var ve bu sayede Alanya üvey evlat muamelesi görmüyor. Ama bir de Alanya, 2019'da AK Partili bir ismi Belediye Başkanı seçerse hizmetler yağmur yağarcasına gelir. Tabiki bu konuda kararı verecek olan Alanyalı seçmenlerdir. İktidar partisinden bir ismi Belediye Başkanı seçip, seçmemek seçmenin takdiridir. Ben de 2019 seçimi öncesi çok ama çok merak ediyorum. Alanyalı, Ankara'daki merkezi hükümete karşı yerelde muhalefet görevini yapacak mı, yoksa tarihi bir karar alıp, Anadolu insanı gibi Ankara ile Alanya'nın aynı parti tarafından yönetilmesinde karar kılacak mı? Bunun yanıtını 31 Mart 2019 akşamı hepbirlikte sandıkta göreceğiz.