Alanya'da emlak ve inşaat sektörüne hizmet veren İşadamı Yılmaz Güzel, yoğun iş temposuna rağmen zaman zaman kürekle sörf yaparak, bir günün stresini de bu şekilde atıyor. 
KÜREKLE SÖRF NEDİR?
SUP’un Türkçesi için, kürekle sörf, diyebiliriz. Yani özel olarak tasarlanmış sörf tahtası üzerine çıkıyor ve kürek yardımıyla sörf yapıyorsunuz. Üstelik hızla kilo veriyorsunuz. SUP kelimesinin kökleri Polenezya’ya uzanıyor. Hawaii dilinde ismi “Ku Hoe He’e Nalu”. Bu da dalgada ayakta olmak, kürek çekmek, sörf yapmak anlamına geliyor. Spor popülerliğini 1960’da Hawaii adasında Waikiki’li Beach Boys grubunun uzun sörf tahtaları üzerinde ayağa kalkarak kürek kullanmasıyla yakalıyor. Bu yüzden sporun diğer adı da “Beach Boys sörfü” olarak halk arasında yayılıyor. Şimdilerde başta ABD olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde, Latin ve Güney Amerika’da, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya’da sık sık karşımıza çıkıyor.

En cazip yanı, illa denize ihtiyacınız olmaması. Bir göl ya da nehir de işinizi görebilir. Kısacası su olan her yerde SUP yapabilirsiniz. Tehlikesi yok. Rüzgar sörfünden en büyük farkı, yelken ve rüzgara ihtiyaç duyulmaması. Kürek ve tahta dışında hava durumuna göre sizi soğuk veya güneşten koruyacak bir deniz elbiseniz, sırt çantanız ve mutlaka can yeleğinizin olması gerekiyor.

BÜTÜN KASLAR ÇALIŞIYOR

Bütün spor dalları gibi SUP’un da sayısız faydası var. Bunlardan en önemlisi bütün kaslarınızı çalıştırması. Kilo vermeye ve fit kalmanıza yardımcı olması. Çünkü zevkli olduğu kadar denge ve güç gerektirdiği için yorucu da bir spor. Örneğin, kürek çekme tutuşu kol altı kaslarını güçlendiriyor. Karın kaslarını hızlı bir şekilde çalıştırıyor. Bu yüzden de özellikle kadınlar tarafından tercih ediliyor. Ayrıca sörf tahtası üzerinde rüzgar sörfü veya dalga sörfü yapmakta zorlanan kişilere de bir başlangıç yolu açıyor.
Temeli dengeye dayandığı için başlamanın belli bir yaşı yok. Yani 7’den 70’e herkes yapabilir.
İstanbul Windsurf Center Baş Antrenörü ve Yöneticisi Serhan Balcı bu sporun cezbeden yönlerini şöyle anlatıyor: “Denizdesiniz, açık havada, vücudunuz forma giriyor, beş veya 10’lu gruplarla ortak harekete ediyorsunuz, sohbet edebiliyor, mola yerlerinde dinleniyorsunuz, denizden şehri görüyor, sonra suya girip duşunuzu alıp elbisenizi giyip işe gidebiliyorsunuz. Ayrıca kalp ve ciğerleriniz de çalışıyor. Spor salonunda bir kobay faresi gibi yürüyüş bandında yapılan kardiyonun aksine doğada rüzgâr ve doğa şartlarına karşı bir yerden bir yere giderek yapılan SUP sizin doğa ve aynı amacı güden bir grup insanla birlikte olmanızı sağlıyor. Bizde İstanbul Windsurf Center’da eğitim veriyoruz. Bu yaz da sloganımız ‘İstanbul SUPer olacak’”.

SUDA İSTEDİĞİNİZ KADAR KALIN

Eğitimler öncelikle karada ısınma hareketleriyle başlıyor. Sonra karada kürek çekimiyle ilgili pratik bir eğitim veriliyor. Daha sonra sörf tahtası üzerine çıkma ve ayağa kalkma aşamalarıyla sürüş teknikleri öğretiliyor. Son aşamada suya çıkıyorsunuz. Bundan sonrası size kalmış, istediğiniz kadar su da vakit geçirebilirsiniz.