ÖZÇELİK'TEN DOĞALGAZ MÜJDESİ ÖZÇELİK'TEN DOĞALGAZ MÜJDESİ

Emniyet Teşkilatı'nda çeşitli birimlerde görev alan araştırmacı-yazar emekli polis memuru Salih Yazıcı, ‘Pusu’ kitabının otobiyografik bir eser olduğunu ve yaşamış olduğu olayları kronolojik sıraya göre yazdığını ifade etti. "Pusu" adlı kitabında, 383 kişinin adının geçtiğini ve yaşadığı olumsuz olayları detaylı bir şekilde anlattığını belirtti. 

“KİTABIMDA 383 KİŞİNİN ADI GEÇİYOR”

Yazıcı, “Ben emekli polis memuruyum. Emniyet teşkilatında çeşitli birimlerde çalışıp emekli olduktan sonra Alanya'ya yerleştim. Aslen Rizeliyim. Şimdi Alanya'da ikamet ediyorum. Kitap otobiyografik bir kitaptır. Yaşamış olduğum olayları yazdım. 383 kişinin adı geçiyor. Kronolojik sıraya göre yazdım” dedi.

“YAZILI EMİR İSTEDİM DİYE TAYİNİM İSTENDİ”

Kitabında 8 kez ev değiştirmek ve taşınmak zorunda kalmasının yanı sıra, yazılı emir istemek gibi normal bir talebin karşısında yaşadığı haksızlıkları da dile getiren Yazıcı, “Çok sayıda yaşamış olduğum olumsuz olaylar var. 8 kere ev değiştirmek, ev taşımak zorunda kaldım. Çok sayıda böyle olaylar var. Örnek vermek gerekirse yazılı emir istedim diye konusu suç teşkil eden emir karşısında yazılı emir istedim diye tayinim istendi yerim değiştirildi. Bu tür olaylar var kitabımda” diye konuştu.

“BU KİTAP BANA BUHRANLI GÜNLERİ YAŞATANLARA BİR KAPAKTIR”

Kitabının aynı zamanda dönemin sosyal ve kültürel yapısını belgeleyen bir eser olduğunu vurgulayan Yazıcı, "Pusu" kitabının kendisi için bir kapak niteliğinde olduğunu ve haksız eylem ve işlemleri düzenleyen idari memurlara bir eleştiri getirdiğini ifade etti. Yazıcı şunları söyledi; “Şimdi bu bana olumsuz ve buhranlı günleri yaşatanlar için bir kapak. Yani bu kitap, haksız eylem ve işlemleri düzenleyen idari memurlar, idari personeli için bir kapak niteliğindedir. Aynı zamanda biliyorsunuz otobiyografi türü kitaplar belgesel niteliğindedir. Bu kitap dönemin durumunu anlatan bir kitap oluyor.”

“BANA DÜŞEN ÖRNEK EMNİYET TEŞKİLATI OLDU”

Sosyolojik yapı ve gen havuzuyla ilgilendiğini belirten Yazıcı, kitabının Ortadoğu kültürüne ve toplumuna dair önemli gözlemler içerdiğini aktardı. Yazıcı, “Ben aslında sosyolojik yapıyla ilgileniyorum. Gen havuzuyla ilgileniyorum. Kitabımda Ortadoğu kültürü ifadesi geçer, Ortadoğulular ifadesi geçer. Bana düşen örnek emniyet teşkilatı oldu. Bütün kurumlar birleşik kaplar gibidir. Bir kurum diğerinden daha iyi değildir, olamaz. Dolayısıyla hepsi aynıdır. Benzer nitelikle eylem ve işlemleri gerçekleştiriyorlar. Yani bu toplumdan bu çıkar, tüme varım akıl yürütme yöntemiyle tüm topluma mal edilebilir” açıklamasında bulundu.

“HAYATIMIN NORMAL BİR HAYAT OLMADIĞININ FARKINDAYIM”

Altın Kalem Ödülü'nü geçen sene aldığını ve bu yıl da Altın Yazar olarak davet edildiğini ancak katılamadığını belirten Yazıcı, kitabının devamını da hazırladığını ve bu süreci okurlarıyla paylaşmaya hazırlandığını sözlerine ekledi. Yazıcı açıklamasını, “Geçen sene Altın Kalem ödülü aldım. Bu sene de Altın Yazar olarak davet geldi ama gidemedim. Otobiyografi dalında Altın Kalem ödülü aldım. Hayatımın normal bir hayat olmadığının farkındaydım. Dolayısıyla 2002 yılından öncesine geriye dönük bilgi ve belgeleri topluyordum. 2002 yılında da gözyaşı dökerek kaleme almaya ve yazmaya başladım. O tarihten beri çok ayrıntılı bir şekilde yazdım zaten. Geri bildirimlerde, geri dönüşlerde ayrıntılı, anlaşılır, akıcı şeklinde geribildirimler, dönütler aldım. Kitabım çok akıcıdır. Bir günde bitiren okurum vardır. Bu kitabın devamını da hazırlıyorum zaten kitabın sonunda da ‘devamı gelecektir’ yazıyor” diyerek noktaladı.

Editör: Kerim Toksöz