Kerim TOKSÖZ yazdı: Her ne kadar gazetecilik görevini yapıyor olsak da ben de çiftçi bir ailenin evladıyım. Bizim de atalarımızdan kalma bağımız ve bahçemiz var, muz üretiminden, kabak üretimine kadar her ürünü de kendi tarlamızda üretiyor, ticaretini de yapıyoruz. Kendi bağımız ve bahçemizin olması münasebetiyle ben de Alanya Ziraat Odası'nın bir üyesiyim. Ben de her üye gibi odamızın gelişmesini, kendi üyesine dönük önemli projeler üretmesini ve çalışmalarıyla Türkiye'de örnek odalar arasında olmasını her zaman istedim. Çünkü mensubu olduğum Alanya Ziraat Odası'nın Türkiye'de örnek oda olması beni her zaman onurlandırır, gururlandırır. Biz o onuru ve gururu yaşamak isterdik ama Ziraat Odası'nı 21 yıldır yöneten insanlar, o onuru ve gururu yaşatmak için adım atmadı ve atamadı. Çünkü 21 yıldır Alanya Ziraat Odası'nı yönetenler, 'Küçük olsun benim olsun' zihniyetiyle hareket ettiler, ediyorlar da. 21 yıldır Alanya Ziraat Odası, sadece iki odalı bir apartman dairesinde hizmet veriyor. Ne doğru dürüst bir toplantı salonu var, ne meclis salonu, ne de üyenin iş ve işlemleri için geldiğinde oturup, çayını içebileceği bir yeri. Çifçinin yararlanabileceği bir toprak tahsil bölümü bile yok. Ziraat Odası'nın bünyesinde Muz Üretici Birliği ile Avakado Üretici Birliği var ama bu birlikler de ayrı ayrı noktalarda apartman dairelerinde hizmet veriyor. Çiftçi tarlasındaki toprağın tahlilini yaptıracak ama Ziraat Odası'nda toprak tahlil laboratuvarı bile yok. Doğal afetten zarar gören çifçinin bu zor durumunda el uzatacak bir bütçesi bile yok. Tarımsal sulama projelerini ne takip eden bir Ziraat Odası var, ne de ilgilenen bir yönetici. Ziraat Odası'nın bir Fidan Üretme Tesisi var. Burada fidan üretmek yerine zeytin fidalarını bile Bursa'dan getirip, satıyorlar, ticari kazanç elde ediyorlar. Yangından zarar gören çiftçiye ne bir fidan yardımı yapıyorlar, ne de para desteği veriyorlar. Şehirde Ziraat Odası'na ait üretici pazarı var ama üreticinin sorununu çözen, onları yağmurdan kurtaracak, güneşin altında yanmalarına önlem alacak bir proje bile üretilmiyor. 21 yıldır Ziraat Odası'nda bir proje üretilmiyor ama 21 yıldır Oda Yönetimi'nde aynı insanlar yer alıyor ne hikmetse. 21 yıldır Ziraat Odası'rı yönetiyorlar ama zihniyetlerini değiştirip, proje üretemiyorlar, üretilen projeleri de beğenmiyorlar. 'Biz Ziraat Odası Yönetimi'nde kalalım. Koltuğu bırakmayalım, herkes bize yönetici desin' diyorlar ama kendilerini düşündükleri kadar çiftçiyi düşünmüyorlar. Çiftçi tarlasında ürünleri üretiyor ama Ziraat Odası Yönetimi, karda kış da. sıcak da soğuk da üretim yapan çiftçi kadar üretim yapamıyor, üretecek ne halleri kalmış, ne de dermanları. Seçimi geldiğindeki sokağa inip, çiftçiyi kucaklayanlar, seçim bittiği an üyesine sırtını dönüyor, bir dahaki seçim gelinceye kadar da çiftçinin yüzüne bakmaya zahmetinde bulunmuyorlar. Yandaşlarına kapıyı açıyorlar, odaya gelen vatandaşları ise görmezden geliyorlar. Çiftçiden aidatı alıyorlar, her ay maaşlarını düzenli çekiyorlar ama çiftçi ne çileler çekiyor, onu bile bilmiyorlar. Çiftçi kendini geliştiriyor ama Ziraat Odası Yönetimi kendisini yenileyemiyor, değiştiremiyor. Dünya değişiyor ama Ziraat Odası 21 yıldır değişmiyor, gelişmiyor. Artık Alanya Ziraat Odası'nda 102 delege de dünyadaki değişime ayak uydurmalı, Ziraat Odası'nda değişim rüzgarına uymalı. Artık Ziraat Odası'nın 21 yıllık Yönetimi değişmeli, gelişim için genç insanlar işbaşına gelmeli. Türkiye'yi yönetenler gençleşiyor, artık Ziraat Odası da gençleşmeli ve proje üretenler işbaşına gelip, uyuyan Ziraat Odası'nı bir uyandırmalı. Gelin bir olun, beraber olun ve Ziraat Odası'nı uyandırın, hizmet düğmesine bir basın.