Kerim TOKSÖZ'ün köşe yazısı: Türkiye'de siyasiler, bir seçim bitince bir seçimin daha geleceğini çabuk unutuyorlar. Siyaset yapan insanlar, kendi doğup, büyüdükleri ve yaşadıkları memleketin çıkarları yerine kendi partilerine mensup insanların çıkarlarını düşünüyorlar. Her siyasetçi, 'Milliyetçiyim' diyor ama Milliyetçi olmanın gereklerini yerine getirmiyor, getiremiyor. Çünkü iki dudak arasından, 'Ben Milliyetçiyim' demekle milliyetçi olunmuyor. Milliyetçilik sevgin varsa, saygın varsa olur. Kimse Alanya konusunda, 'Milliyetçiyim' diye sokaktaki insanları kandırmasın, aldatmasın. Milletin içinde milliyetçiyim demek kolay ama kapalı kapılar ardında ise zor. Sokağa inince, 'Alanya'yı çok seviyorum. Bu şehrin insanlarına değer veriyorum' diyorsunuz kapalı kapılar ardında ise Alanya'nın altını oyuyorsunuz. Son 5 yılda Alanya'nın tüm gelirini neredeyse kendi partinizin yönettiği Büyükşehir Belediyesi'ne verdiniz ve halen vermeye çalışıyorsunuz. Alanya'nın değerlerine sahip çıktığınızı söylüyorsunuz ama perde arkasında ise tam tersini yapıyor ve yapmaya çalışıyorsunuz. Büyükşehir Kanunu ile Alanya'da bir çok arsayı Büyükşehir'e tahsis ettiniz. Büyükşehir Kanunu uygulanmaya başlandığı dakikadan itibaren de Alanya Belediyesi'ndeki bazı arsaları bile sonradan Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edilmiş gibi lanse ederek, o arsaların Büyükşehir Belediyesi tarafından da satışına göz yumdunuz. Atalarımızın Köy Muhtarlıklarına verdiği ve Cumhuriyet tarihinde satılmayan o arsaları bir ihaleyle sattınız, Arsaların satışından elde ettiğiniz geliri de Büyükşehir kasasına koydunuz. Alanya'da yaşayan insanların verdiği ücretlerle yapımına başlanan Dim Üzümlü Su Projesi'ni bile Büyükşehir'in imkanlarına verdiniz. Alanya'da yeraltı sularını bile Büyükşehir Belediyesi'ne vererek, içme suyundan Alanya Belediyesi'nin bir lira gelir sağlamasına müsade etmediniz. Büyükşehir Belediyesi'nin kaliteli ve modern projelerle şehri güzelleştireceğini iddia ederek, Alanya'nın Atatürk Caddesi ile 25 Metrelik Caddeleri, Mahmutlar ve Alanya'nın batısındaki bir çok caddeyi bile Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis ettiniz. Her iki caddede yola da Büyükşehir Belediyesi bir tek çivi çakmadı ama otopark geliriyle de bol bol şov yaparak, Alanya'nın üzerinden reklamını yapıyor. Alanyamızda bulunan Demirtaş, Alanya merkez, Payallar ve Konaklı'da Yaş Sebze ve Meyve Hali'ni de Büyükşehir'e vererek, Alanyamızın o hallerden gelir elde etmesine de izin vermediniz. Alanya Belediyesi'nin beton ve asfalt malzemesi üretmek için taş ocağı için Orman Müdürlüğü'nden kiralamak istediği araziye bile izin vermeyerek, hizmet yapmasına karşı çıktınız. Alanya'da insanların haftasonları piknik yapabileceği Park Orman ve Türkler'de C Tipi Mesire Alanı'nın Alanya Belediyesi yerine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Büyükşehir Belediyesi'ne verilmesini sağladınız. Alanya Belediyesi'nin talebine rağmen Konaklı'da kendi insanımızın inşa ettiği Kongre Merkezi'ni bile bir imzayla Gençlik ve Spor Bakanlığı'na tahsis ederek, çürümeye terk etmediniz mi? Alanya ulaşımı noktasında Alanya Belediyesi'nin tüm yetkilerini alıp, Büyükşehir Belediyesi'ne verdiniz. Alanya'nın ulaşım kaosunu çözme vaadinde bulundunuz ama o sorunu da çözmeyi başaramadınız. Büyükşehir Kanunu'ndan önce Alanya'nın mülkü olan Payallar ve Oba'daki iki hizmet binasının altına teker takıp, götürürcesine Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne eğitim yuvası olarak tahsis ettiniz. Her iki binayı geri verebilmek için Alanya Belediyesi'ne iki okul yaptırma şartı koşup, okul yapılınca da geri verip, ondan bile prim yapma derdine düştünüz. Alanya Belediyesi'nin spor tesisleri inşa etmek için hazine arazilerini kiralama talebine bile bir onay verip, projelerin önünü açma gereği duymadınız, duymak bile istemediniz. Alanya Belediyesi'nin 69 kilometrelik sahillerde insanlarımızın huzur ve rahat bir şekilde denize girmesi ve güneşlenmesi için talep ettiği o kumsalları kiraya verme tenezzülünde bile bulunmadınız. Su sporları istasyonlarının bulunduğu noktaları bile Alanya Belediyesi'ne vermeyerek, bu şehre ve insanlarına ne kadar değer verdiğinizi açıkça ortaya koydunuz, sizin bu şehre ne kadar aşık olup, olmadığınızı da bize çok ama çok iyi anlattınız. Alanya Belediyesi'nin şehrin geleceği için hazırlattıp, inşa etmek istediği her projeye nasıl karşı çıktığınızı, istediği konularda nasıl onay vermediğinizi ve Büyükşehir Kanunu öncesi Alanya'nın gelirleri ve gayrimenküllerini nasıl Antalya ve Ankara'ya verdiğinizi bu şehirde yaşayan 7'den 70'e herkes çok ama çok iyi biliyor. Sizlerden olmayan yerel yöneticilere karşı kurduğunuz kumpasları da Alanyalı unutmadı, unutmaz da. Alanya Belediyesi'nin gönderdiği talepleri görmezden gelirken, Alanya'dan size gelen en küçük bir şikayet mektubu karşılığında gönderdiğiniz onlarca müfettiş de halen hatırımızda. Bir haftada 10-15 müfettişin geldiği Alanya Belediyesi'nin odalarının didik didik arandığını dün gibi hatırlıyoruz. Müfettişlerin tertemiz raporuyla Alanya Belediyesi, tertemiz aklanırken, aklanma raporlarını okuduğunuzda sizin yüzünüzde o telaşı görmesek de azıcık gözümüzün önünde canlandırıyoruz. Siz siz olun kendi doğduğunuz, büyüdüğünüz ve yaşadığınız şehri milletin önünde sevip, perde arkasında ise altını oymayın, oynamaya çalışmayın. Bugün Alanya'yı bir siyasi partinin belediye başkanı yönetiyor olabilir. O Belediye Başkanı kendi şehrine hizmet edecekse onun önünü kapattığınız sanıp, onu cezalandırmaya çalışırken kendi memleketiniz insanını cezalandırdığınızı asla aklınızdan çıkarmayın. Çünkü tarih sizin yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızı da yazar ve bir gün insanlar sizi kendilerince yargılar. Eğer siyaset yapıyorsak, insanların bizi yargılamasına müsade etmeyelim ve şehrimize sahip çıkalım. Çünkü Alanyamız tarihi ve doğasıyla güzel bir şehirdir. Bir de insan olarak siyasi ayrım yapmadan, yerel yöneticilerin partisine takılıp kalmadan birbirimizi sever, doğup büyüdüğümüz şehre sahip çıkarsak, bir gün gelir güzel eserlerimizle de bu millet bize sahip çıkar. Gelin el ele Alanyamıza sahip çıkalım, yarının çocuklarına güzel bir şehir bırakalım.