İdrar kaçırma hayati tehlike içeren bir sorun olmamakla birlikte yaşam kalitesini sosyal anlamda da olumsuz etkiliyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Topçular Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Ertuğrul Akdaş, idrar kaçırma tedavileri hakkında bilgi verdi. Sürekli ıslaklığa ve ped taşımaya bağlı olarak enfeksiyonlara neden olduğunu ifade eden Akdaş, "Birçok hasta grubu hala bu sorunu dile getirmekten çekiniyor. Kadınların sosyal ve psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olan idrar kaçırma problemi cerrahi yöntemle 15 dakikada sona eriyor. İdrar kaçırma, çok doğum yapma, zor doğum yapma, sürekli öksürükle ya da kabızlıkla seyreden kronik hastalıklar gibi karın içi basıncını artıran durumlar, yaşlanma, menopoz sonrası pelvik organlardaki zayıflama gibi sebeplerle zaman içinde doğal olarak gelişen bir sorundur. Bunlar dışında pelvik bölgeye yapılan cerrahileri sonrası oluşan komplikasyonlar, omurilik hasarı, idrar torbasının sinir yapısını etkileyen diyabet ve multipl skleroz (MS) gibi hastalıklar da idrar yollarının tümörlerinde idrar kaçırma gelişebilir" dedi.

"Öksürme ya da gülme ile idrar kaçırma gelişebiliyor"
İdrar kaçırmanın toplumda en sık görülen iki tipinin bulunduğunu aktaran Akdaş, "Öksürme, gülme, ağır bir şeyler kaldırma gibi karın içi basıncı artıran durumlarda oluşan “stres inkontinans” ve idrar hissi geldiğinde tuvalete gidinceye kadar tutamayıp altını ıslatma olarak gelişen “aciliyet inkontinansı”dır. Bu iki tip idrar kaçırma aynı kişide olabilir, buna karma tip inkontinans denir. Bunların yanında taşma inkontinansı, nöröjenik inkontinas, sifinkter yetmezliği gibi tipleri de bulunmaktadır. İdrar kaçırma toplumda sık görülür. Kadınların yaklaşık yüzde 20’sinde idrar kaçırma şikayeti ortaya çıkmaktadır. Menopoz sonrası bu oran yüzde 70’lere ulaşmaktadır. İdrar kaçırma, sağlık sorunu olduğu kadar kişi için aynı zamanda sosyal ve toplumsal bir soyutlanmaya da neden olur. Kadınlar arasında özellikle belli bir yaşın üzerinde idrar kaçırmanın normal olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Bu nedenle de sadece idrar kaçırdığı için doktora başvuran kadın sayısı oldukça azdır. Oysa ki farklı bir şikayetleri olan hastalar sorgulandığında, idrar kaçırma şikayeti de ortaya çıkabilmektedir" dedi.

"Tedavi, hastaya özel planlanıyor"
İdrar kaçırmanın tanısında, hastanın şikayeti ve şikayetin derecesinin önemine dikkat çeken Akdaş, "Gerekli durumlarda hastanın jinekolojik muayenesi ve yapılacak ürodinamik testlerden yararlanılır. Sebep ve tipine göre tedavilerde değişiklik gösterir. Stres inkontinansta esas tedavi cerrahi iken, aciliyet inkontinansında ilaç tedavisine başvurulur. Aciliyet inkontinansında uygulanan ilaç tedavisinde amaç idrar kesesinin düzensiz ve uyumsuz kasılmalarını önlemektir. Tedavi; hastanın yaşı ve beraberinde olabilecek hastalıklar da göz önünde bulundurularak kişiye özel ayarlanır. Aşırı aktif mesane ya da sfinkter yetmezliği gibi durumlarda idrar torbasına botoks enjeksiyonundan sfinkter etrafına enjeksiyon yapmak gibi farklı tedavi seçenekleri de bulunmaktadır. Stres inkontinansında, hastanın ilave sorunu yok ise ve şikayeti ileri düzeyde değilse hastalar kegel egzersizi, vajinal ağırlık egzersizleri gibi pelvik tabanı güçlendirici egzersizlerden fayda görebilir ve cerrahiye gerek kalmayabilir. İleri dereceye geldiğinde cerrahiye başvurulur. Temel prensip, idrar torbası ile idrarı dışarı akıtan uretranın birleşim yerini, sarktığı yerden daha yukarıda ve basınçların eşitlendiği bir seviyeye kaldırmaktır. Böylelikle uretra boynundaki direnç artırılır. Ayrıca askı operasyonları da hastanın karnına girmeden, 15-30 dakika arasında yapılabilen, başarı oranları oldukça yüksek seçeneklerdir. Hasta operasyondan saatler sonra evine gidebilir ve bir hafta içinde isterse işine dönebilir. Operasyonla eş zamanlı olarak vajen daraltma ve dış genital organların estetik sorunları da aynı seansta düzeltilebilir" ifadelerinde bulundu.

"Sigara alışkanlığından vazgeçilmeli"
İdrar kaçırmayı önlemek için önerilerde bulunan Akdaş, "Aşırı sıvı alımı azaltılarak sıvı alım dengesi oluşturulmalıdır. Günde en az 1,5-2 litre sıvı tüketilmelidir. Gece uyumadan dört saat önce sıvı alımından kaçınılmalı, yatmadan önce mesane boşaltılmalıdır. Akşam saatlerinde sulu meyve ve sebze tüketiminden uzak durulmalıdır. Aşırı kafeinli, asitli, baharatlı yiyecek ve içecekler ile aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Fiziksel aktivite artırılmalı, kilo vermeyi destekleyecek şeklide dengeli ve düzenli beslenilmelidir. Sigara alışkanlığından vazgeçilmelidir. Kronik kabızlık ve tuvalete çıkarken zorlanmanın önlenmesi için diyete lifli gıdalar eklenmelidir. Rutin bir tuvalete çıkma programı oluşturulmalı ve şiddetli durumlarda rahatlatıcı tedaviler uygulanmalıdır" diye belirtti.