Gençlerin umutsuzluğa kapılma hakları yoktur. Umudunuzu ne kadar büyütürseniz o kadar güçlüsü ve söz sahibi olursunuz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç tarafından hayata geçirilen 100'ün üzerinde projenin toplu açılış törenine katılmak üzere Antalya’ya geldi. Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gençler ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu’na partisinin milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanı ve ilçe başkanı ile partililer eşlik etti.

“Mustafa Kemal dar kalıplar arasına sıkışmış bir ideolojinin adı değildir”
Gençlerden gelen soruları cevaplandıran Kılıçdaroğlu, "83 yıl önce büyük Atatürk’ü sonsuzluğa uğurladık. Mustafa Kemal’in bir başka özelliği Mustafa Kemal dar kalıplar arasına sıkışmış bir ideolojinin adı değildir. Atatürkçülük bu değildir. Tümüyle hedef gösterdiği çağdaş uygarlıktır sürekli gelişen bir kavramdır. Dinamik bir kavramdır ve dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncesi dinamik bir düşüncedir. Kalkınmış, güçlü, kendi bölgesinde güçlü bir pozisyonu yakalayan dünyada söz sahibi olan sanatta kültürde bilimde yeni ufuklar açan bir Türkiye hedefliyoruz. Herkesin çalıştığı, herkese huzur içinde yaşadığı, dünyayı yakından takip ettiği, dünyadaki sorunları takip ettiği sadece kendi ülkemizin değil dünya sorunlarıyla da ilgilenen bir ülke hedefliyoruz. Kadına yönelik erkek şiddetinin olmadığı bir Türkiye, İstanbul sözleşmesinin bir hafta içinde yürürlüğe gireceği bir Türkiye istiyorum” dedi.

“Kişinin düşündeşine gem vuramazsınız”
Yargının bağımsız olduğu ve medyanın özgür olduğu bir Türkiye hedeflediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu Türkiye’yi gerçekleştirebilirsek sizin ifade ettiğiniz Z kuşlağı da sizden sonra gelecek kuşaklar da son derece rahatlayacaklar. Kişinin düşündeşine gem vuramazsınız. Niye böyle düşünüyorsun diye suçlayamazsın? Bunun suçlandığı bir ülkede zaten demokrasi olmaz. Farklı düşünebileceğiz ki geleceği yakalayabilelim” açıklamasına yer verdi.

“Gençlerin umutsuzluğa kapılma hakları yoktur”
Aykırı fikir kadar değerli bir şeyin olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “83 yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız bir dünya liderini anıyoruz. En zor koşullarda mücadelesini verdi. Yol parasını bile bulamayan bir liderin verdiği mücadele vardır. Gençlerin umutsuzluğa kapılma hakları yoktur. Umudunuzu ne kadar büyütürseniz o kadar güçlüsü ve söz sahibi olursunuz. Ülke iyi yönetilmiyor. Birçok şeyi ithal ediyoruz. Neden kendimiz üretmiyoruz. Üniversitelerimiz var. Araştırma birimleri mi yok? Araştırma birimleri de var. Ama siz üniversiteden farklı düşündü diye oturur da üniversite hocalarını KHK ile üniversiteden atarsanız, o üniversite olmaktan çıkar. Üniversiteyi üniversite yapan; üniversitelerde her türlü düşüncenin özgürce tartışılmasıdır” ifadelerine yer verdi.

“Bunun için üniversiteler çok ama çok değerlidir”
Türkiye’nin katma değeri yüksek ürün üretemez noktasına geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Katma değeri yüksek ürün üretmek için üniversiteden bilgi üretmesi lazım. Üretilen bilgiyi de sanayici elle tutulur metaya dönüştürür. Bunun için üniversiteler çok ama çok değerlidir. Şu anda bizim her ilimizde üniversite var. Gerçekten bunlar üniversite mi? Adı üniversite. Hayır. Çoğu üniversite değil. Hukuk fakültesi var, hukuk dersini verecek profesör yok. Türkiye’deki bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Bunlar en az altı yıl olacak, her bir öğrenci kendi branşında ders görecek. Üçüncü sınıftan itibaren sanayide kendi alanı ile ilgili gidecek stajını yapacak. Stajını yaparken sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Mezun olduktan sonra okuldan arzu ediyorsa fabrikada çalışabilir. Teknoloji liseleri çok cazip hale gelecek. Hem üretecek hem kazanacak. İş garantisi olacak. Bunlar yapılabilir mi yapılabilir. Yapılması için sizin sandığa giderken oya ihtiyacımız var. 6 milyon 300 bin geç Türkiye’nin kaderini değiştirecek” açıklamasına yer verdi.

“Tarımda gerçekten köklü bir değişim ve değişiklik yapmak lazım
Tarımın dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektör olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye tarımda kendi kendine yeten dünyadaki az sayıdaki ülkelerden birisiydi. Bugün mercimekten, baklaya kadar samandan canlı hayvana kadar etten tutun ay çekirdeğine kadar dışardan ithal ediyoruz. Neden ithal ediyoruz? Toprak, su, güneş insan da var. Bunu aşmanın yolu tarımda gerçekten köklü bir değişim ve değişiklik yapmak lazım. Çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli hayata geçirmemiz lazım. Bu modelin adı şudur; maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat. Sulu arazide mi ekim yapıyorsunuz, susuz arazide mi ekim yapıyorsunuz. Bunun bir maliyeti vardır. Dönüm başına hesaplanır. Üstüne makul bir kar koyarsınız çiftçinin zarar etmeyeceği bir kar koyarsın” dedi.

“Sosyal medyayı niye kapatacaksın?”
Sosyal medya hakkında düşünceleri sorulan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir kişinin farklı düşüncelerden çekinmemesi lazım. Sosyal medyayı niye kapatacaksın? Hangi gerekçeyle kapatacaksın? Kişiler orada düşüncelerini rahatlıkla ifade edebiliyorlar. Espriler yapabiliyorlar eleştiriler yapabiliyorlar. Siyaset kurumunu yeri geldiğinde yanlışları varsa yerden yere vuruyorlar. Peki, siyaset grubunun yapması gereken ne? Bir politika için alkışa ihtiyacı yok aslında. Biz sanatçı değiliz, politikacının sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. Eleştirilmekten korkmamak lazım.”