Gazipaşa'nın Yakacık, Anamur’un Anıtlı mahallelerini içine alan Kaledran’da yaklaşık 100 hektarlık orman arazisine mermer ocağı ruhsatı verilmesi tepkileri beraberinde getirdi. Gazipaşa ve Anamur’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları yaşananlar karşısında harekete geçti. Anamur'un ve Gazipaşa’nın kabusu haline gelen mermer ocağıyla ilgili cumartesi günü Kaledran’da söyleşi ve halkı bilgilendirme toplantısı yapılacak. Saat 14.30’de başlayacak toplantıya Gazeteci Yazar Yusuf Yavuz ve Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan katılacak.
GAZİPAŞA VE ANAMUR HALKI DAVET EDİLDİ
Gazeteci Yazar Yusuf Yavuz ve MERÇED Başkanı Sabahat Aslan’ın katılımıyla yapılacak toplantı ve söyleşiye Gazipaşa ve Anamur’da yaşayan vatandaşlar da davet edildi. Mersin Çevre ve Doğa Derneği’nden yapılan açıklamada, “Yüreği Gazipaşa ve Anamur için çarpan, doğayı korumak ve çocuklarına yaşanabilir bir çevre bırakmak isteyen herkes toplantımıza davetlidir” denildi. Yapılacak toplantı ve söyleşide, mermer ocağının Kaledran’a vereceği zararlara dikkat çekilecek.
KONU YARGIYA DA TAŞINDI
Farklı madencilik firmalarına verilen mermer ocağı ruhsatları Anıtlı’da zor koşullarda üretim yaparak geçimini sağlamaya çalışan üreticilerin kâbusu oldu. Daha önce 2019’da köylerinde açılmak istenen mermer ocağına karşı eylem yapan köylüler, yeni bir proje için orman arazisinden ağaç kesilmeye başlandığını öğrenince projeyi yargıya taşıdı. Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Anamur Ziraat Odası, S.S Anıtlı Köyü Toprak Sulama Kooperatifi ve S.S Çamlıpınar Köyü ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile vatandaşlar projeye karşı dava açtı. Mersin 1. İdare Mahkemesi’nde açılan davada, tarım alanlarına ve su kaynaklarına zarar vereceği öne sürülen mermer ocağı projesi için verilen ÇED Gerekli Değildir kararının hukuka aykırı olduğu kaydedilerek iptali istendi.
‘DOĞADA ÇOK BÜYÜK TAHRİBAT YARATACAK’
Proje için verilen ÇED Gerekli Değildir kararının hukuka ve ilgili yönetmeliklere aykırı olduğu savunulan dava dilekçesinde, “2018 yılında alınan ÇED Gerekli Değildir kararından sonra süresi içinde faaliyete geçirilmeyen mermer ocağı için usulsüz biçimde verilen izinler gereğince, ruhsat sahası ile yaklaşık 25 hektarlık ÇED sahası, mermer ocağı işletecek firmaya teslim edilmiştir. Hatta yol ve işletme sahası açılmak üzere ruhsat sahası dışındaki ormanlık alanda bulunan ağaçların da kesimine başlanmıştır. Hali hazırda, ruhsat sahasında ve sahaya giden yolun açılması için iş makinaları ile hızlı bir şekilde çalışma yapılmaktadır. Mermer ocağının açılması halinde, ilk etapta yaklaşık 25, sonrasında yaklaşık 100 hektarlık ormanlık alandaki, su depolamada, yağmur suyunu tutmada ve ormanın sağlıklı gelişiminde büyük önem arz eden makilik alanların yanı sıra, ÇED raporunda yok sayılan delice zeytin ağaçları ile yüzlerce/binlerce ağaç daha kesilecektir. Bu durum ise doğada çok büyük tahribat yaratacak, su kaynaklarını yok edecek/kirletecek, bölgedeki tarımsal faaliyet ile insan yaşamını olumsuz biçimde etkileyecektir” ifadelerine yer verildi.

RUHSAT SAHASININ İÇİNDE ARKEOLOJİK SİT ALANI ÇIKTI
Mermer ocağı için verilen ruhsat sahasının içinde 1. Derece arkeolojik sit alanı bulunduğuna da işaret edilen dava dilekçesinde, ÇED sahasına yalnızca 300 metre mesafede bulunan arkeolojik kalıntıların projeden zarar göreceği belirtilerek, “ÇED sahası içinde bulunması kuvvetle muhtemel olan arkeolojik kalıntılar da zarar görecektir” denildi.
BÖLGEDEKİ GEN KORUMA ALANI DA TEHDİT ALTINDA
Mermer ocağı için seçilen arazinin kızılçam ve meşe ağaçlarının yanı sıra, bölge halkının geçim ve beslenme kaynağı olan harnup, yabani armut, alıç, üvez, mersin gibi ağaçlarıyla kaplı olduğu kaydedilen dava dilekçesinde, “Bunun yanı sıra bölgenin iklimi itibariyle, ejder ve çikolata meyvesi, papaya, guava gibi tropikal meyveler de yetiştirilmekte ve halk bunların üretiminden gelir elde etmektedir. Tarımsal açıdan çok önemli olan bu bölgede, yenmeyen, ancak birilerinin cebine girecek paranın kaynağı olan mermeri çıkarabilmek için binlerce ağacın kesilmesi ve binlerce yılda oluşmuş verimli toprağın yüzeyden sıyrılması, korkunç bir doğa katliamı yaratacak, su kaynaklarına zarar verecektir. Ruhsat sahası çok dik bir yamaç olmakla, ocağın faaliyete geçmesi durumunda, yer kabuğunda çatlamalar ve heyelanlar gerçekleşebilecektir. Mermer ocağı işletilmeye başlayınca ortaya çıkacak toz nedeniyle tarım, arıcılık, hayvancılık gibi faaliyetlerin yanı sıra, ruhsat sahasına oldukça yakın olan biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla ayrılan Anıtlı’daki Gen Koruma Alanı da büyük zarar görecektir. Çıkartılması planlanan mermeri taşımak için bölgeye ulaşımı sağlayan mevcut köy yollarının yanı sıra yeni bir yol daha açılıyor olması da çevresel tahribatı ve yıkımı arttırıcı niteliktedir” ifadelerine yer verildi.
KORUMA KURULU SİT'İN RUHSAT SAHASI DIŞINDA BIRAKILMASINI İSTEDİ
Yargıya taşınan mermer ocağı projesiyle ilgili görüş sorulan Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 1 Şubat 2018 tarihli kararında, mülkiyeti hazineye ait olan mermer ocağı ruhsat sahasının içinde, ÇED sahasının (işletmeye ilk başlanacak alan) ise yaklaşık 300 metre uzağındaki Asarkaya Tepesi 1. Derece arkeolojik sit alanının ruhsat sahası dışında bırakılması kaydıyla madencilik faaliyetinde sakınca olmadığını bildirdi.