Alanya’nın Yeşilöz Mahallesi’ne bulunan akaryakıt dolum tesisinin kapasite artırımına ilişkin bilirkişi raporu açıklandı. Davanın keşfi için bilirkişi heyeti 16 Temmuz’da Alanya’ya geldi. 12 Ekim tarihinde ise bilirkişi raporu sonuçlandı. Davanın hukuki süreci hakkında bilgi veren Avukat Mehmet Can Karagöz, 7 kişilik bilirkişi heyetinin Alanya’da yaptıkları inceleme sonrasında, daha önce çıkarılan ÇED olumlu raporunun uygun olmadığına karar verdiğini açıkladı.

“HEYETİN ORTAK KARARI RAPORUN UYGUN OLMADIĞI YÖNÜNDE”

Karagöz açıklamasında, “Bildiğiniz gibi Alanya Yeşilöz’de bulunan petrol dolum istasyonu ve dolfen, yani yüzen iskele olarak tanımlayabileceğimiz yapıların genişletilmesi üzerine bir çalışma başlatılmıştı. Bu çalışma doğal olarak Çevre Kanunu’na tabi olduğu için çalışmalarla ilgili olarak ÇED olumlu raporu da alınması gerektiğinden, çalışmalar bakanlığa da aksettirilmişti ve bizim de takip ettiğimiz, itirazlarımızı da o dönemde sunduğumuz üzere ÇED süreci tamamlanmıştır. Bu sürecin sonunda 15 Kasım 2019 tarihinde bu akaryakıt dolum tesisinde ve dolfen istasyonunda genişletme çalışması kapsamında bakanlık tarafından ÇED olumlu kararı verilmişti. Tüm bu çalışmaların ışığında Milletvekilimiz Hüseyin Yıldız’ın öncülüğünde diyebileceğimiz, onun en baştan beri yaptığı çalışmaların ardından Alanya’mızda belli bir çevre platformumuz oluştu. Bu platformumuzda her siyasi partiden, her sivil toplum örgütünden vatandaşımız katıldı ve platformumuzu genişlettiler. Bu çalışmalara karşılık olarak da biz bu ÇED olumlu raporu üzerinde yaptığımız çalışmalarda 5 Aralık 2019 tarihinde ÇED olumlu raporunun iptal edilmesi istemiyle bir dava açtık. Bu davada temsilen platform içinden delegasyon diyebileceğimiz 19 isim davacı olarak davada yer aldı. Bu sayıyı biz özellikle artırmak istemedik, dava sürecini olumsuz etkilemek ya da uzatmamak adına belli bir seviyede tutmak istediğimizden 19 davacı ve 13 avukat olarak biz bu davayı açtık. Burada da avukatlarımız ve davamız adına hukuki sürece bilgilendirmek adına burada bulunuyoruz. Davanın devam eden sürecinde 16 Temmuz 2020 tarihinde bir keşif gerçekleştirildi. Bu keşfe alanında uzman ve farklı illerden katılan 7 profesör hocamız bilirkişi heyeti olarak katıldı. Bağımsız ve tarafsız olarak incelemelerde bulundu. Bu incelemelerin sonucunda 12 Ekim 2020 tarihinde bilirkişi raporu dosyaya sunuldu ve ardından biz taraflara tebliğ edildi. Bu yapılan incelemede 7 hocamız hepsi farklı alanlarda uzman trafik etki analizi, hidroloji ve su kaynakları, atık yönetimi, flora, fauna, ekoloji ve hidrobiyoloji ve deniz taşımacılığı, yani denizdeki tehlikeli yüklerin taşınması noktasında farklı alanlardan yapılmak istenen kapasite artışının hukuka ve bölgemize uygun olup olmadığı konusunda değerli hocalarımız görüşlerini sundular ve dosyada da bize tebliğ oldu. Bu rapor sonucunda açıkça yazıldığı üzere heyetin ortak görüşü olarak, ÇED olumlu raporunun uygun olmadığı kanaatine varıldı. Bundan sonraki aşamada da yargılama tabii ki devam ediyor. Yürütmenin durdurulması istemimiz vardı, bunun karara bağlanması olumlu veya olumsuz bir şekilde mahkeme tarafından gündeme gelecek. Ardından mahkemenin nihai kararı ve gerektiğinde Danıştay süreçleri yani temyiz süreçleri gündeme gelecek. Ancak bugün buradaki buluşma amacımız olarak Alanya Yeşilöz Çevre Platformu, Alanya halkı adına bu davayı yürütmektedir. Kimse kendi bireysel çıkarı doğrultusunda bu davaya dahil olmamıştır. Bu nedenle bu davadaki gelişmelerden hem halkımızı haberdar edebilmek hem de halkımızın bilgi alabilme hakkına duyduğumuz saygıdan dolayı siz basın mensuplarının da katkılarıyla dosyamıza sunulan bilirkişi raporu ve ÇED olumlu raporunun uygun olmadığı, Alanya’mıza yapılacak olan bu genişletmenin çevre ve ekosistem bakımından bir fayda getirmeyeceği yönündeki görüşü paylaşmak istedik” ifadelerini kullandı.

“ALANYA’NIN KARABAĞ’INI BİR ŞİRKET İŞGAL ETMİŞTİR”

Alanya’nın Yeşilöz Mahallesi’nde bulunan akaryakıt dolum tesisinin genişletilmesine ilişkin tepki gösteren bir diğer kesim ise siyasiler oldu. 23. Dönem Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız, “Yaklaşık 4 yıldır Alanya’mızı işgal eden, tahrip eden, meşgul eden bu tesisle alakalı Alanya’nın sivil toplum örgütleri olarak bir mücadele veriyoruz. Alanya’mızın Karabağ’ı bir şirket tarafından haksız olarak işgal edilmiştir. Oradaki yaşamını sürdüren binlerce yıllık canlılar, carettalar, kum zambakları oradan kovulmuştur. Aynı Karabağ’da olduğu gibi. Aynı Ermenistan’ın Karabağ’da yaptığı gibi bir şirket, daha çok tahrip etmeye, tesisini büyütmeye çalışmaktadır. Misk grubu dediğimiz Amerika bu sorunu çözmek yerine bu soruna destek olmaktadırlar. Biz Alanya’nın birleşmiş milletleri olarak, sivil toplum örgütleri olarak bu işgale son vermek istiyoruz. Aliyev’in dediği gibi bu tesisi oradan kovacağız.  Yine bu tesisi kuranlar, savunanlar saklanmaktadırlar.  Dolayısı ile bu işletmeden yararlananların sesi çıkmamakta, bu sorunun çözümü ile ilgili kendileri Aliyev’in dediği gibi saklanmaktadırlar. Biz eninde sonunda bu tesisi kovacağı” dedi.

“KONU ÇEVREYSE MÜDAHALE ETMEK BOYNUMUZUN BORCU”

Cumhuriyet Halk Partisi Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ ise, “Bugün Yeşilköy Çevre Platformu olarak toplandık. Konu Alanya olunca bizim kırmızı çizgimiz ortaya çıkıyor. Konu çevre ise mücadele etmek boynumuzun borcudur. Bundan önceki birçok konuda siyasi parti gözetmeksizin, insan gözetmeksizin memleketimizin çıkarına olan her çevreci olayda yer almışızdır. Bir çevre eylemi sonucunda bilirkişi raporunun, ÇED olumlu raporuna uygun olmadığı görüşü bizleri sevindirmiştir. Memleket ortaya konulduğu zaman doğru kararlar verilebiliyor. Daha önce Köprülü’de çevre eylemlerine müdahil olmuştuk. Orada da gerçekten netice aldık. Son günlerde Dim Alacami bölgesinde böyle bir çevrecilik söz konusu. Kesinlikle doğayı tahrip eden, doğaya karşı suç işleyen her olayın karşısındayız” diye konuştu.

“MECLİSTE KİMSE DESTEK OLMADI”

CHP’li Alanya Belediyesi Meclis Üyesi Nazmi Zavlak da, Alanya Belediye meclisinde kendi grupları dışında bu konu hakkında sözlü veya yazılı olarak hiç kimsenin destek olmadığını belirtti. Zavlak, “Öncelikle buraya kadar gelip Alanya’nın, çevrenin, doğanın arkasında durduğunuz için gelen basın mensuplarına teşekkür ederim. Şahsım adına akabinde de geçmiş dönemden dört yıllık süreç zarfında buraya kadar süreci iyi veya kötü her ayrı plan platformda dile getiren çevre gönüllüsü, gerek siyasi parti mensuplarına gerek gönüllü olan menfaat beklentisi olmayan herkese teşekkür ediyorum. Bizler bu konuya vakıf olduğumuz süreçten sonraki zamanlarda meclis gruplarında dile getirdik, zaman zaman söylemlerimiz, sorularımız oldu ama hiçbir zaman iyi veya kötü bir yorum yapılmadı. Akaryakıt tesisi ile alakalı hep bir gölgede serzenişte bulundular. Mecliste 37 tane arkadaşımın ve akabindeki bütün siyasi partinin mensuplarının bunları sorun teşkil edip kendi üzerine sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu zamana kadar Alanya Belediye Meclisi’nde kendi grubumuz dışında kimse buna ne sözlü olarak ne yazılı olarak hiçbir platformda destek olmamıştır. Umuyorum ki bugün ve gelecek zamanlarda bu tesisle alakalı yaptırımların bir tık yukarıya çıkmaması ile alakalı elimizden geleni yapacağız. Alanya’da doğayı ve çevreyi seven insanların gücüyle bu süreç engellenecektir” dedi.

“KİMSE TANKERLERLE YAN YANA YÜZMEK İSTEMEZ”

Alanya’nın Yeşilöz Mahallesi’nde akaryakıt dolum tesisinin genişletilmesine ilişkin bilirkişi heyetinin ÇED olumlu raporunun uygun olmadığını bildirmesinin ardından yapılan açıklamada yer alan Kleopatra Otelciler Birliği Başkanı Servet Şakiroğlu, tesisin genişletilmesinin turizme de büyük zarar vereceğini söyledi. Şakiroğlu, “Dolum tesisleri ile ilgili kapasite artırımı konusunda bilirkişi raporu tam istediğimiz gibi gelmiştir. Burada bilirkişi heyeti de gerçekleri gördüğü için, turizmin geleceğini de gördüğü için, doğanın tahribini de yerinde gördüğü için bu konuya kayıtsız kalmamıştır. Dolayısıyla turizmin geleceği açısından son derece önemlidir. Doğanın tahrip edilmesi, orada öyle bir tesisin bulunması çok yanlıştır. Özellikle turizmci açısından değerlendirirsek bir tarafta dolum tesisi, büyük gemiler yanaşıyor, diğer taraftan da biz Alanya’yı pazarlamaya çalışıyoruz. Bu mümkün değildir orada tatilini geçirmek için gelen kişi tankerlerle beraber yan yana yüzmek istemez bunu nihayet görmüşlerdir Alanya’nın geleceği turizme bağlıdır onun için burada bu testin olması gerçekten abestir ilerde turizmi genişletmek ondan faydalanmak işsizlerimize iş sağlamak istiyorsak bir tercihte bulunmak zorundayız. Bunun da turizm olması en doğal şeklidir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“BU SÜREÇTE BİRÇOK TEHDİT ALIYORUZ”

Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği (ALÇED) Başkanı Şeref Nur Kayhan da bilirkişi raporunun tam istedikleri gibi geldiğini aktardı. Kayhan, “Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği olarak bu projenin içerisinde almaktan çok mutluyum. O bölgenin turizme açılmış bir bölge olmaması, böyle güzel bir sahilin böyle ucube inşaatlarla veya şirketlerle istila edilmesi tabii ki içler acısı. Biz bu bölgeyi kurtarabilmek ve alternatif turizm açısından iyi bir bölge haline getirebilmek istiyoruz. Çünkü burada alternatif turizm yaratabileceğimiz ve turistlerimizi, misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz bir sahilin olmasından yanayız. Ancak maalesef birinci ÇED raporunu ve şu andaki mevcut tesisi kaldırmak mümkün değil. Amacımız bundan sonra bunun genişletilmemesini, en azından bu şekilde kalmasını sağlayabilmek. Bu süreçte birçok tehditler alınıyor. Ancak ben öncelikle Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Gaye Coşkun olmak üzere, buraya gelen yürekli basın mensuplarına, yürekli demek istiyorum, çünkü birçok kısmı gelemediler. Çünkü bu şirket tarafından reklam verildiği için cesaret edip buraya gelemediler. Ben özellikle buraya gelen ve bizim sesimiz olan siz basın mensuplarına teşekkür etmek istiyorum” dedi.

“BU TESİSİN YERİ ALANYA DEĞİLDİR”

Çevre Gönüllüsü Yücel Uçur, “Alanya merkezi imar yapısı ile alakalı olarak turizm konusunda bence çok avantajlı bir durumda değil. Konaklı-Avsallar bölgeleri zaten bitmiş durumda. Geriye kalan Alanya’nın turizmini doğru bir imar yapısıyla destekleyebilecek tek yer Yeşilöz ve Uğrak mahalli bölgeleri. Buradaki bu tesisin büyümesi, kapasite artışı bırakın kazayı sadece görsel olarak bile bölgedeki emlak değerini bitirmiş, orada yaşama hayali kuran turistlerin emlak satın almasının önüne geçmiştir. Kimse böyle bir manzaraya karşı ev alıp, otel kiralayıp balkonda keyif yapmak istemez. Çok ciddi bir durumdur. 2017’nin Eylül ayından başladığımız ve bugüne kadar gelen, Temmuz ayındaki keşiften sonra yaşadığımız süreçte de ve 2013 yılının özellikle vurgulamak isterim; sayın Hasan Sipahioğlu döneminde 313 numaralı meclis kararıyla iptal edilen bu tesise izin verilmeyen kararda da bariz bir şekilde o dönemin imar komisyonu belirtmiştir, turizm, trafik ve kirlilik alanlarında uzman 7 tane profesör tarafından da onaylanmıştır. Bu tesisin yeri Alanya değildir. Tabii ki ülkemizde böyle tesislere gerek var. Onların karşısında değiliz ama 30-40 dakika mesafede, imarın mümkün olmadığı, kayalık, sarp uçurum alanlarda bu tesis yapılırsa hem görsel olarak hem de olası bir tehlikede çok daha faydalı olacaktır ülkemiz için. Alanya tek başına turizm gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını karşılayan bir ilçe. Ya turizm yapacağız ya sanayi yapacağız. Yetkililerin bu konuda karar vermesi gerekiyor” dedi.

“YEŞİLÖZ CENNETTİR, CENNET KALSIN İSTİYORUZ”

 

Çevre gönüllü olan bir diğer isim Güldane Şahin de, “Bizi yalnız bırakmayan siyasi partilerin hepsine, özellikle sayın mensuplarına bizim her zaman sesimiz olduğu için çok teşekkür ediyorum. Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Dışişleri Bakanımıza, tüm Türkiye’ye ve Alanya seslenmek istiyorum. Dünyanın incisi Alanya’mızın geleceği için lütfen bu güzelliklere kıymayın. Doğamız için bir adım atıldı, inşallah devamı gelir. Carettalar, kum zambakları kurtulur. Yatırıma karşı değiliz, güzelliklere, doğanın katledilmesine karşıyız. İstesek de bu güzellikler geri gelmez ama yatırımlar insan faktörünün ve doğanın etkilenmeyeceği ya da en az etkileneceği yerlere yapılabilir. Bir şirket kazanacak diye Alanya, Türkiye kaybetmesin. Hukuksal anlamda hakkaniyetli davranılsın, böylece carettaların, kum zambaklarının, mavinin, yeşilin sesini duyurmak istiyoruz. Çünkü onlar konuşamazlar ama bir gram bile olmayan bir virüs tüm dünyayı nasıl etkisine aldıysa, doğa da bir şekilde bizden intikamını alır. Yeşilöz cennettir, cennet kalsın istiyoruz” dedi.