Alanya Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Meclisi'nin CHP'li Üyesi Erkan Demirci, Kurban Bayramı tatilinde yaşananlara ilişkin sosyal medya hesabından değerlendirmede bulundu. 'Alanya'da yıllardan bu yana kent disiplini kayboldu, kente karşı suç işleniyor, insanların olduğu kadar kentin de hakları var ve kentin hakkını savunmak denetimle olur derken tam da bunu kast ediyorduk' diyen Demirci, "Kent yöneticiliği öngörü gerektirir, denetim gerektirir, planlama gerektirir. Kent yöneticisinin görevi kentlileri sosyal ve ekonomik açıdan desteklemek olduğu kadar kadar, mekansal bağlamda kenti de korumaktır. Eğer kentte yollar, sokaklar, meydanlar, kaldırımlar, plajlar işgal altındaysa, kurallara uyanlar cezalandırılıp, uymayanlar ödüllendiriliyorsa  o kente karşı suç işleniyordur. Unutmayalım ki kentin imajı hem o kenti yönetenlerin, hem o kentte yaşayanların, hem de o kenti ziyaret edenlerin vizyonuyla şekillenir. Gücünü anayasadan alan bazı haklar vardır. Mesela yerleşme ve seyahat hürriyeti gibi. O yüzden herkesin ilçeye gelenlere saygı duyması gerekir. Tatil önceden keyfi bir ihtiyaç olarak kabul edilirken, artık zorunlu bir ihtiyaç olarak kabul edilir hale gelmiştir. Parası olanın olduğu kadar, parası olmayanın da tatil yapmaya hakkı vardır. Unutmayalım ki herkesin otellerde kalmaya imkanı olmayabilir. Çevreye zarar vermemek ve taşkınlık yapmamak koşuluyla çadırda ya da araç içinde uyumak ve hatta çimenlerde uyumak  normal karşılanabilir. En azından hiç kimse aracında uyuduğu için suçlanamaz" dedi. 
 
Demirci sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki bayram tatili boyunca kentin ve kentlinin hakkı korunabilir miydi? İstenmeyen manzaralar engellenebilir miydi? Yaşanacak bu yoğunluğu kestirmek için müneccim olmaya gerek olmadığına göre neler yapılabilirdi?
Çadır, karavan ve diğer araçlar için kentin doğu ve batısında yerleşik alanlardan uzakta kamp ve konaklama alanları hazırlanabilirdi. Bu alanlarda seyyar wc ve duş imkanı sağlanabilirdi. İncekum Plajı, Kleopatra Plajı, Keykubat Plajı gibi gözde yerlerde, meydanlarda ve çimenlik alanlarda konaklayanlara izin verilmez, araç ya da çadırda konaklayacak olanlar şehir dışında hazırlanmış olan kamp ve konaklama alanlarına yönlendirilebilirdi. 
Tatilin ilk gününden itibaren adabıyla yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi bilmeyip, diğer ziyaretçileri rahatsız edenlere, çevreyi kirletenlere, görsel kirlilik yaratanlara, hatalı park edenlere ceza uygulanabilir, Alanya'da tatil yapmanın kurallara tabi olduğu hissettirilebilirdi. 
Şehir içi trafiği için bayram boyunca bazı araçların trafiğe sokulmaması, bazı yolların taşıt trafiğine kapatılması gibi pek çok önlem UKOME kararına bağlanarak alınabilirdi. Söylediğim gibi herkesin dilediği yerde ve dilediği koşullarda tatil yapma hürriyeti var ama diğer kişileri rahatsız etmemek şartıyla. Umarım seneye bazı şeyler önceden planlanır ve bu bayramda yaşananlar bir daha yaşanmaz.  Orhan Veli'nin Bedava şiiriyle bitirelim:
BEDAVA
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava."